Çocuğuma Gözlüğü Nasıl Sevdirebilirim?
Gözlüğü bir hevesle aldınız, eve geldiniz, belki bir ya da iki kez takıldı… Sonra bir köşede unutuldu. Tanıdık geliyor değil mi?
Aslında gözlük sadece net görmeyi sağlayan bir araç değildir; çocuğun gelişimi, özgüveni ve geleceği için de son derece önemlidir.
Peki, çocuklara gözlük takmayı nasıl sevdirebiliriz?
Hem mesleki deneyimlerimden hem de ailelerin gerçekten işe yaradığını söylediği yöntemlerden bahsedeceğim.
1. Gözlük Takmak Neden Zor Geliyor?
Bu durumu üç ana sebeple açıklayabiliriz: rahatsızlık, estetik kaygı ve alışkanlık eksikliği.
Rahatsızlık: Gözlük Konforu Her Şeydir
Eğer çerçeve yüzüne oturmuyorsa, burun kısmı acıtıyorsa ya da kulak arkasını sıkıyorsa…
Çocuk değil, yetişkin bile o gözlüğü takmak istemez.
Ama çocuk bunu çoğu zaman “rahatsız ediyor” diye değil, “gözlük istemiyorum” şeklinde ifade eder.
Bu nedenle konfor, daha ilk çerçeve seçiminde dikkate alınmalıdır.
Çocuk çerçevelerinin esnek olması, silikon burun yastıkları kullanılması ve kulak arkasına temas eden bölümlerin yumuşak malzemeyle kaplanmış olması büyük fark yaratır.
Ayrıca çocukların yüzü büyümeye devam ettiği için belirli periyotlarda optik mağazasına gidip ayar ve bakım yaptırmak da gerekir.
Estetik Kaygılar: “Arkadaşlarım Bana Güler mi?”
Okul çağındaki çocuklar için gözlük, “farklı olmak” anlamına gelebilir.
“Arkadaşlarım bana güler mi?” ya da “Kötü mü görüneceğim?” gibi kaygılar oldukça yaygındır.
Bu noktada anne, baba ve öğretmenlerin tutumu çok önemlidir.
Gözlüğü bir eksiklik olarak değil, bir avantaj olarak anlatmak gerekir.
Sınıf ya da rehber öğretmen gözlük takmayı normalleştiren konuşmalar yapabilir.
Ne yazık ki hâlâ “dört göz” gibi lakaplar duyulabiliyor; bu yüzden empati eğitimi şart.
Çocuğunuza sevdiği ünlüleri, sporcuları ya da Youtuber’ları örnek gösterebilirsiniz — çocuklar rol model almayı sever.
Seçim Süreci: Bu Gözlüğü Kim Takacak?
En sık gördüğüm hatalardan biri, çerçevenin anne-babanın zevkine göre seçilip çocuğa dayatılması.
“Nasıl olsa ilk gözlük, 6 ay sonra değişir.” mantığıyla en ucuz ve kaplamasız camların tercih edilmesi…
Unutmayın, bu gözlüğü siz değil çocuğunuz takacak.
Gün boyu okulda, oyun oynarken, sosyal ortamda yüzünde olacak.
Yansıma yapan, net göstermeyen bir camın arkasından bakmak istememesi çok normal.
Ve sonra “Bak, iyi ki pahalı almadık, takmıyor zaten.” deniyor.
Ama o gözlük zaten baştan sevilebilecek bir gözlük değildi.
Çocuğunuza seçenek sunun, söz hakkı verin.
Kırılmaya dayanıklı, esnek bir çerçeve ve kaliteli, özellikli camlar tercih edin.
Teknoloji çok gelişti — özellikle miyopi kontrol camları artık yalnızca düzeltmiyor, miyopinin ilerlemesini de yavaşlatabiliyor.
Eğer çocuğunuzda miyopi varsa, mutlaka göz hekiminize bu camları danışın.
Alışkanlık Eksikliği: Zamana Bırakın
Daha önce hiç gözlük takmamış, bulanık görmeye alışmış bir çocuk bir anda net görüntüye uyum sağlamakta zorlanabilir.
İlk günden “tam gün takacaksın!” demek onu soğutabilir.
-
gün 2 saat, 2. gün 3–4 saat gibi kademeli bir alışma süreci çok daha sağlıklı olur.
Gözlük kalıcı bir mahkûmiyet değildir.
12–13 yaşından sonra kontak lens, 18 yaşından sonra ise refraktif cerrahi gibi seçenekler göz önünde bulundurulabilir.
Gözlüğü bir “son” değil, doğru görüşe açılan bir kapı olarak görmek gerekir.
Sonuç: Doğru Gözlük, Doğru İletişim ve Sabır
Yıllar boyunca yüzlerce çocuğun gözlüğü severek takmaya başladığına tanık oldum.
Formül basit: Doğru gözlük, doğru iletişim ve sabır.
Çocuğunuza gözlüğü sevdirmek istiyorsanız, onun duygularını anlamaya çalışın.
Gözlük, sadece görmeyi değil, özgüveni de güçlendirir.
Erken yaşta doğru alışkanlık kazandırmak, gelecekte büyük fark yaratır.
Sizin de etkili bulduğunuz yöntemler varsa yorumlarda paylaşabilirsiniz 💬
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, göz sağlığınızla kalın! 👓
Yorumlar
Yorum Gönder